Aile Bütünlüğü Ve Mahremiyet

Hasan İLHAN

Aile Bütünlüğü Ve Mahremiyet

Bu yıl Aile yılı ilan edildi. Milli eğitim tarafından uygulanan Çedes programı çerçevesinde Mayıs ayında bu konunun ilgililer tarafından işlenmesi önerilmektedir. Diyanetin bu Cuma hutbesi de aynı konuda verildi .Bu vesile ile biz de aynı doğrultuda öğrencilerimizin duyarlılıklarını sağlamak için bazı çalışmalar yaptık. Umarım faydalı olmuştur.

Toplumun Temel Taşlarından olan 
Aile, toplumun en küçük ve en temel birimidir. Bireylerin ilk sosyalleştiği, değerleri öğrendiği ve duygusal bağlar kurduğu bu yapı, sağlıklı bir toplumun inşasında hayati bir rol oynar. Aile bütünlüğü, bu temel birimin sağlamlığı ve işlevselliği anlamına gelirken, mahremiyet ise ailenin ve bireylerin kendilerine ait özel alanlarının korunmasıdır. Bu iki kavram, birbirleriyle sıkı bir ilişki içinde olup, hem bireysel hem de toplumsal refah ve mutluluk için vazgeçilmezdir.

Aile bütünlüğü, aile üyeleri arasındaki dayanışma, sevgi, saygı ve iş birliğini ifade eder. Güçlü aile bağları, bireylere psikolojik destek sağlar, stresle başa çıkmalarına yardımcı olur ve kimlik gelişimlerini olumlu yönde etkiler. Bütünlüğünü koruyan ailelerde yetişen çocuklar, daha özgüvenli, güzel ahlak sahibi,sosyal uyumu yüksek ve akademik başarıya daha yatkın bireyler olma eğilimindedirler. Ayrıca, aile içi destek mekanizmaları, ekonomik zorluklar ve kriz anlarında önemli bir güvence oluşturur.

Mahremiyet ise, bireylerin ve ailenin özel yaşam alanına müdahale edilmemesi, kişisel bilgilerinin ve tercihlerinin korunmasıdır. Her bireyin düşüncelerini özgürce ifade edebileceği, özel kararlar alabileceği ve kişisel sınırlarını çizebileceği bir alana ihtiyacı vardır. Aile içinde mahremiyetin sağlanması, bireyler arasındaki saygıyı artırır, güven ilişkisini güçlendirir ve olası çatışmaların önüne geçer. Çocukların kendi özel alanlarına sahip olması, bireysel kişilik gelişim süreçlerini destekler ve sorumluluk duygularını geliştirir.

Günümüzde, küreselleşme, teknolojik gelişmeler ve değişen toplumsal normlar, hem aile bütünlüğünü hem de mahremiyeti çeşitli açılardan etkilemektedir. İnternet ve sosyal medya, bilgiye erişimi kolaylaştırırken, aynı zamanda mahremiyetin ihlali riskini de beraberinde getirmektedir. Aile içi iletişimde yaşanan değişimler, geleneksel rollerin yeniden tanımlanması ve ekonomik baskılar, aile bütünlüğünü zorlayabilmektedir. Tüm ülkelerde aileyi koruma çalışmalarına rağmen her gün aileler dağılmaktadır. Ülkemizde de en yetkili kişiler tarafından aile olmak teşvik edilmesine rağmen her gün parçalanmış aile sayısı hızla artıyor ve evlilik yaşı yükseliyor. Aile politikalarının yanlış ve yetersiz olması, zina ve ahlaki yozlaşma toplumu tehdit ediyor. Kimse evlenme cesareti gösteremiyor. Evliler de çocuk yapmaktan imtina ediyor. Artık ülkemiz de nüfusu yaşlanan ülkeler arasında yer almaktadır.

Bu bağlamda, aile bütünlüğünü ve mahremiyeti korumak ve güçlendirmek için çeşitli adımlar atılması gerekmektedir. Bireysel düzeyde, aile üyeleri arasındaki iletişimin güçlendirilmesi, empati ve İslami anlayışın artırılması önemlidir. Aile içi sorunların çözümü için yapıcı Kur'an ve sünnet merkezli yaklaşımlar benimsenmeli ve gerektiğinde profesyonel destek alınmalıdır. Toplumsal düzeyde ise, aile değerlerine önem veren politikalar desteklenerek aile yapısını tahrip eden batı tarzı kanunlar kaldırılmalıdır Mahremiyetin yasal güvencelerle korunması ve bu konuda farkındalık oluşturulması gerekmektedir. Medyanın da aile bütünlüğüne ve mahremiyete saygılı bir yayın politikası izlemesi büyük önem taşımaktadır.

Ancak ne yazık ki bu gün aile büyük  bir yara almıştır. Evlilikler giderek zorlaşıyor. Nesillerimiz  değerlenimizden uzaklaşmış ve dayatılan batı tarzı yaşam modeli ise tatmin olmayan duyguları ön plana çıkarıyor. Anne baba ve büyüklerin sözleri bir değer taşımıyor. Yeni nesil İslam'i hiçbir kriteri dikkate almadan sadece haz odaklı ve sırf kendini düşünen bir anlayışla doyumsuz bir hayat yaşamayı planlıyor. Dava ve davet derdi olmayan çocuklar sadece günü kurtarmak için ben merkezci bir felsefe taşıyor. Geleceğin umudu gençlik çocuk bakmaya tahammül edemez durumda ve artık gençlerimiz ellerinde kedilerle, köpeklerle Pet Shop ve veteriner kliniklerinin kapısında nöbet tutuyor.

 Değerlerimizden uzaklaşmış bir nesil yetişmekte aileden kopan ailenin kontrolünü istemeyen gençler bunalıma düşerek bir çırpıda aileyi silip yok edebiliyor.

Mahremiyet 
konusu ise daha da içler acsı bir durumu göstermektedir. Hiçbir özeli kalmayan bir gençlikle karşı karşıyayız. Tanımadıkları yabancı insanlara göstermedikleri, teşhir etmedikleri bir mahremleri kalmayınca ortam malı olmaktan kendilerini alamıyorlar her gün kendisini beğendirmek için uğraşanlar evlendiklerinde birbirlerini beğenmez oluyorlar. Genlerine kadar röntgeni çıkarılan gençlik reklamların ve tüketim köleliğinin etkisinde kendi olmaktan uzak heva ve hevesinin eseri durumundayken hayatta direnç gösteremiyor. Aile fertlerinin her biri değişik yönlerden koparılarak yalnızlaştırılıyor ve aile dağılmaktan kurtulamıyor.

Sonuç olarak, aile bütünlüğü ve mahremiyet, sağlıklı bireylerin ve güçlü bir toplumun temelini oluşturur. Bu değerlerin korunması ve güçlendirilmesi, hem bugünün hem de geleceğin nesilleri için hayati öneme sahiptir. Birey, aile ve toplum olarak bu sorumluluğu taşımak, daha huzurlu ve refah içinde  İslami bir yaşamın anahtarıdır. Fakat Aileyi korumadan ve bütünlüğü muhafaza etmeden geleceğe emin adımlarla yürümek hayal olmuştur. Rabbim akıbetimizi hayır etsin. Sağlıklı nesilleri yetiştirebileceğimiz ailelerimizi şeytani tuzaklardan korusun. Hepimize kendimizi düzelt me fırsatı versin. Bizi bizden başka değiştirecek kimsenin olmadığı bir gerçek. Bu vahim akıbeti toplum olarak yaşamamak için dostlarımızla İslami çalışmalarda arkadaşlık gereği birbirimizin çocuklarına sahip çıkıp el atmamız önemlidir. Gençleri aileleri gibi korunmak için müslüman arkadaşlar olarak ortam oluşturmak büyük önem taşımaktadır. İslami birliktelik ve camia ruhunun kazandırılması nesillerimizin tek çıkışıdır.

Selam ile... Hasan İlhan/Alanya