“Bireyselleşmenin ETKİLERİ”
Bireycilik, bireyin özgürlüğüne büyük ağırlık veren ve genellikle kendine yeterli, kendi kendini yönlendiren, görece özgür bireyi ya da benliği vurgulayan siyaset ve toplum felsefesidir.
Bencillik, bireyin öncelikli olarak kendi çıkarlarını, arzularını ve ihtiyaçlarını düşünmesi ve bunları başkalarının çıkarları veya duygularından öne koyması anlamına gelir.
Bencil, kelime anlamı olarak "yalnızca kendi çıkarlarını düşünüp, başkalarını göz ardı eden kişi" anlamına gelir
Ortalama ilk evlenme yaşı yükseldi mi?
Yıllara göre ortalama ilk evlenme yaşı incelendiğinde, her iki cinsiyette de ilk evlenme yaşının arttığı görülüyor. Ortalama ilk evlenme yaşı 2024 yılında erkeklerde 28,3 iken kadınlarda 25,8 olmuş.
Boşanmaların %33,7'si evliliğin ilk beş yılı içinde gerçekleştir.
Boşanan çiftlerin sayısı 2023 yılında 173 bin 342 iken 2024 yılında 187 bin 343 olmuş.
Velayete verilen çocuk sayısı, 2010-2024: 187000
“Türkiye’de bireyselleşme ne kadar? Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, “tek kişilik hane halkları” oranı 2015’te %14,4 iken, 2023’te %19,7’ye yükselmiş durumda. Bu da nüfusun gittikçe daha fazla kısmının “tek başına yaşamayı tercih ettiğini; geniş veya çekirdek aile yerine bireysel yaşam biçimlerinin artığını gösteriyor. 2024 itibarıyla tek kişilik hane sayısı 5,3 milyonu aşmış durumda. Bu demografik dönüşüm; kentleşme, ekonomik koşullar, sosyal norm değişimleri, bireysel özerklik arayışları gibi faktörlerle ilişkilendirilebilir. Yani: Sosyal yapı ve yaşam biçimlerinde — özellikle kentlerde, tek kişiyle yaşayanların sayısında — belirgin bir “bireyselleşme eğilimi” görülüyor.
Kent/kır, yaş, eğitim, ekonomi, kuşak gibi değişkenler önemli. Tek kişilik haneler gibi göstergeler “yaşam biçimi değişimi”ni yansıtır ama bunun nedeni yalnızlık, ekonomik zorluk, göç vb sosyoekonomik etkenler de olabilir.Yaşam biçimi, hane yapısı, bireylerin tercihleri bakımından “bireyselleşme eğilimi” de belirgin biçimde artıyor.
Kıymetli kardeşlerim, Günümüz dünyasında insanı yalnızlaştıran, toplumu parçalayarak bireyi kendi kabuğuna hapseden bir süreçle karşı karşıyayız. Bireyselleşme, insanın şahsiyet kazanması açısından belli ölçüde kıymetli olsa da; ölçü kaçtığında bencilliğe, duyarsızlığa, sorumluluktan kaçmaya dönüşerek hem bireye hem topluma zarar veriyor. Yüce dinimiz İslam ise insanı yalnızlaştırmayı değil, birbirine bağlayan değerleri güçlendirmeyi öğütler.
A. Bireyselleşmenin Olumsuzluklarına Dikkat Çeken pek çok Ayet olmakla birlikte birkaç tanesine değinelim
Hayır! Gerçek şu ki insan, kendini kendine yeterli gördüğü için çizgiyi aşar.Alak 6-7
1. “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın; parçalanmayın.” Âl-i İmrân, 103
2. “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin.” Hucurât, 10
3. “İyilik ve takva üzerinde yardımlaşın; günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayın.” Mâide, 2
4. “Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır; iyiliği emreder, kötülükten men ederler.” Tevbe, 71
5. “Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık… Birbirinizi tanıyasınız diye milletler ve kabileler hâline getirdik.” Hucurât, 13
Onlardan önce Medine’yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş bulunan ensârın da bu ganimet mallarında hakları vardır. Onlar beldelerine göç eden muhâcirleri kendi canları gibi severler ve onlara fazladan verilen ganimetlerden ötürü gönüllerinde en küçük bir kıskançlık ve burukluk duymazlar. Hatta onlar ihtiyaç içinde kıvransalar bile, daha muhtaç durumda olan mü’min kardeşlerini ken-di-lerine tercih ederler. Şunu bilin ki, kim nefsinin cimriliğinden ve mala düşkünlüğünden kendini kurtarırsa, dünyada da âhirette de kurtuluşa erecek olanlar, işte bunlardır. Haşr / 9. Ayet
O halde gücünüz yettiği kadar Allah’a karşı gelmekten sakının, emirlerini dinleyip itaat edin ve kendi iyiliğinize olmak üzere mallarınızı Allah yolunda harcayın. Kim nefsinin hırs ve cimriliğinden korunabilirse, işte gerçekten kurtuluşa erecek olanlar onlardır. Teğabün / 16. Ayet
Gerçekten insan, pek hırslı ve tez canlı yaratılmıştır. Meâric / 19. Ayet
Bu ayetler gösteriyor ki; İslam, birlik olmadan, birbirine destek vermeden “tam Müslümanlık” yaşanamaz.
B. Bireyselleşmenin Tehlikelerine Dikkat Çeken Hadislerler de bizi uyarıyor.
1. “Allah’ın eli cemaatle beraberdir.” Tirmizî
2. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” Buhârî
3. “Müminler birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibidir.” Buhârî - Müslim
4. “Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız.” Müslim
5. “Cemaate devam edin; çünkü kurt sürüden ayrılan koyunu kapar.” Nesâî
6-“Muhammed"in canı elinde olan (Allah)a yemin ederim ki bir kişi hayır namına kendisi için istediğini, Müslüman kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz. ” (Nesâî, Îmân, 19)
Bu hadisler, insanın yalnızlaştıkça daha zayıf, daha savunmasız hâle geldiğini; dayanışmanın ise insanı güçlü kıldığını bize açıkça öğretir.
C. Konuyu Destekleyen Atasözleri / Özlü Sözler baktığımızda yine aynı öğütlerle karşılaşırız
1. “Birlikten kuvvet doğar.”
2. “Bir elin nesi var, iki elin sesi var.”
3. “Komşu komşunun külüne muhtaçtır.”
4. “Yalnız taş duvar olmaz.”
5. “Dost kara günde belli olur.”
Bu Atasözlerimiz de toplum bilincinin asırlardır nasıl korunduğunu gösteren canlı örneklerdir.
Sonuç:
Kardeşlerim, Bireyselleşme arttıkça; insanların birbirine karşı sorumluluk duygusu azalıyor, aile bağları zayıflıyor, komşuluk ilişkileri bitiyor, gençler yalnızlaşıyor, toplumsal dayanışma eriyor. Hâlbuki İslam, insanı yalnızlığa değil, cemiyete, kardeşliğe, dayanışmaya davet eder. Çünkü insan başkalarıyla güçlüdür; paylaşınca büyür, dayanışınca huzur bulur. Bugün yapmamız gereken; bireyselleşmenin bizi kopardığı bağları yeniden örmek, ortak iyiliğin peşinde koşmaktır. İnsan tek başına bir anlam ifade etmez; anlam, birlikte yaşamakta, birlikte iyilik üretmektedir
Hasan İlhan /Alanya