1. İÇERİKLER

  2. ANTALYA

  3. ALANYA

  4. Alanya Tek Ses: Anlaşmalar Bozulsun, İlişkiler Kesilsin!
Alanya Tek Ses: Anlaşmalar Bozulsun, İlişkiler Kesilsin!

Alanya Tek Ses: Anlaşmalar Bozulsun, İlişkiler Kesilsin!

Alanya’da "Direniş Çadırı" Sivil İnisiyatifi İsrail Protestolarına aralıksız devam ediyor.

A+A-

Alanya Tek Ses: Anlaşmalar Bozulsun, İlişkiler Kesilsin!

Filistin’de eli kanlı Siyonist katiler katliamlarına devam ederken, Alanya’da Direniş Çadırı Grubu protestolarına devam ediyor.

Yapılan Protesto gösterilerinde sık sık sloganlar atılırken, ciddi yaptırımlar uygulanarak İsrail’in yaptığı katliamların durdurulması çağrısı yapıldı.

 

6a1e22a7-082d-41d1-9bd2-5320965bffba.jpg042203f9-f2f2-448c-bec2-67f74d21ca54.jpgf5f5a910-3aac-418a-879a-9412f8fdccbc.jpg

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM.

Onurlu davanın Onurlu yoldaşları,

Bugün 26 Mayıs 2024. Sözde devlet olan İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı gaddarca saldırıların 234. günündeyiz. İşgal devleti, yaklaşık sekiz aydır Gazze’de ufacık bir alana sıkıştırılmış koca bir halkı havadan ve karadan bombalayarak katlediyor.

İşgalciler, Gazze halkına yönelik kapsamlı ve sistematik bir aç bırakma stratejisi uyguluyor. Filistinliler açlıkla mücadele ediyor, barınaksızlıkla boğuşuyor. En basit tıbbi tedavilere bile ulaşamıyorlar. Her an öldürülme tehlikesi altında yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar.

Fakat sekiz aydır devam eden bu korkunç kuşatmaya, bu caniyane saldırı dalgasına rağmen, işgal devleti Gazze halkının iradesini kıramadı. Gazze’de yaşayan Filistinliler tüm bu baskıya rağmen İsrail’e diz çökmediler. İşgal devletine teslim olmadılar. Vatanlarını terk etmediler. Direnmeye devam ettiler.

HER YER GAZZE, HER YER DİRENİŞ!

Küfrün karşısına dikilen kıymetli dostlar,

Gazze’de yaşanılan, egemen kapitalist dünya düzeninin dünyanın tüm onurlu ve özgür halklarına karşı yürüttüğü amansız bir saldırıdır. Siyonist rejim yalnız değildir. Arkasında, yüz yıllardır dünyayı sömüren, işgal eden, çalıp çırpan, yakıp yıkan, talancı ve yağmacı kapitalist hegemonya bulunmaktadır. Bir bütün olarak küresel emperyalizm yer almaktadır. Ama Filistin halkı da yalnız değildir. Arkasında tüm yeryüzünde adaletten yana olan onurlu halklar bulunmaktadır.

İsrail Gazze’ye yönelik acımasız saldırıları kampanyasıyla Filistinlileri ortadan kaldırmak istiyordu. Gazze halkının direnişi ise, Peru’dan Avustralya’ya, Japonya’dan Meksika’ya, Kanada’dan Rusya’ya tüm dünyada yüz milyonlarca insanın Filistin davasını omuzlamasına vesile oldu.

Bugün hala ABD’de ve Avrupa’da üniversite öğrencileri kendi ırkçı, ayrımcı ve soykırım destekçisi yönetimlerine karşı mücadele yürütüyorlar. Yasaklara, engellere, Siyonist çetelerin polis destekli saldırılarına, disiplin cezalarına, okuldan ihraçlara, göz altılara ve tutuklamalara rağmen kahramanca direniyorlar.

Bizler de bu meydanlardayız. Bu ülkenin doğusunda, batısında, kuzeyinde ve güneyindeyiz. Ellerimizde pankartlarımız, dövizlerimiz, dillerimizde sloganlarımızla mücadelemizi sürdürüyoruz.

DİRENEN FİLİSTİN, YALNIZ DEĞİLDİR!

Aylar boyunca bu meydanlarda toplanarak siyasi iktidardan İsrail’le ticareti kesmesini talep ettik.

Sonunda, on binlerce Filistinli çocuk katledildikten, on binlerce masum insan acımasızca öldürüldükten, yaralandıktan, koskoca bir halk açlıkla, evsizlikle, yoklukla imtihana tabi tutulduktan sonra, en sonunda, İsrail’e karşı tam bir ticari ambargo kararı verildi.

Ambargo kararı olumludur. Fakat bu karar ancak Gazze harap olduktan sonra, on binlerce insan vahşice katledildikten sonra verilebilmiştir.

Gazze halkının kanı, bu kararı geç veren siyasilerin ellerine bulaşmış haldedir.

ELİ KANLILAR HESAP VERECEK!

Üstelik bugün, ambargo kararının el altından verilmiş geçici izinlerle delinmesinin planlandığına yönelik iddialar ortaya atılıyor. Bu iddiaları yakından takip ediyoruz. Ticaretin kesilmesi kararı, bu ülkedeki kalbi adaletten ve haktan yana olan milyonların kazanımıdır. Onların garantisi altındadır. Siyasi iktidara sesleniyoruz: Bu kararı yumuşatmaya, esnetmeye veya delmeye niyetlenmeyin!

Bizler bu kararın sıkı takipçisi olacağımızı yeniden ilan ediyoruz. İşgalciyle ticaret yapan büyük sermayedarları uyarıyoruz: Ambargoyu delmeye çalışmayın!

İsrailli müşterilerinize farklı ülkeler aracılığıyla satış yapmayı denemeyin!

Filistin halkıyla dayanışma içinde olan namuslu ve vicdanlı tüm Türkiye halkının gözü üstünüzdedir.

Soykırımcı, katliamcı ve işgalci bu yapıyla ticaretten kendi rızanızla vazgeçmediniz. Çağrılarımıza yüz çevirdiniz. Bu günah size yetsin. Zaten sizlerden sorulacak hesabımız var. Daha büyük kabahatlere talip olmayın!

KANLI TİCARET HESAP VERECEK!

 Kıymetli Halkımız,

Ticaret resmen kesilmiş olsa da ülkemiz hala İsrail’e hayat veren ilişkilerini sürdürmektedir. Bu ilişkilerin en başında, işgal rejimine ham petrol sevkiyatı geliyor. Bu katliamcı, işgalci, soykırımcı rejime, kullandığı ham petrolün yaklaşık %40’ı Türkiye üzerinden naklediliyor. Azerbaycan petrolü, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı aracılığıyla Adana’nın Ceyhan ilçesine kadar ulaştırılıyor. Ceyhan’da gemilere yüklenerek İsrail limanlarına gönderiliyor.

İsrail bu petrolü Hayfa ve Aşdot’ta yer alan rafinerilerde işliyor. Hayfa rafinerisinde işlenilen petrolün bir kısmı, Paz Oil isimli şirket tarafından İsrailli savaş uçaklarına yakıt olarak sunuluyor. Aşdot’ta işlenilen petrolün bir kısmı ise, Delek ve Sonol isimli İsrailli şirketler aracılığıyla dört yüz farklı istasyonda İsrail ordusunun kara araçlarına, yani tanklarına, yani zırhlı personel taşıyıcılarına, yani toplarına yani Gazze’ye ateş kusan tüm vasıtalara yakıt olarak servis ediliyor.

İsrail’in Filistin’e yönelik işgal, sömürgeleştirme, tasfiye, katliam ve soykırım politikaları bu petrol vasıtasıyla icra ediliyor. İsrail bugün Gazze’de kadınların, çocukların, masum insanların üzerine bu petrolü kullanarak ölüm ve kan kusuyor.

Üstelik, İsrail’deki hayatın işleyişi de bu petrol aracılığıyla sağlanıyor. Sivil araçların yakıtları bu petrolün işlenmesiyle elde ediliyor. Fabrikalar bu petrol sayesinde üretime devam ediyor. Gazze’de korkunç bir katliam süregiderken, İsrail toplumunun hiçbir şey olmamış gibi yaşaması tam da bu petrolün sekteye uğramadan ülkemizden nakledilmesiyle mümkün oluyor.

Bir yandan işgalciye ihtiyaç duyduğu ham petrolü sevk edip, bir yandan işgale karşı ağır sözler söylemenin anlamı yoktur. ‘’Çobanla ağlamak, kurtla beraber çekilen ziyafeti gizlemeye yetmez.’’ diyoruz.

İŞGALCİNİN PETROLÜ TÜRKİYE’DEN GİDİYOR!

Değerli Dostlar,

İşgal devleti giriştiği katliam ve kıyıma rağmen bugüne dek hiçbir kazanım elde edemedi. Ne rehinelerini kurtarabildi ne direnişi tasfiye edebildi ne de Filistin halkını yurtlarından sürebildi.

Bu koşullar altında, kendisine arabulucular tarafından sunulan ateşkesi imzalaması yenilgisinin kesin bir ilanı olacaktı. İsrail, Filistin direnişinin kabul ettiği bu ateşkes taslağını kibirle reddetti. Saldırılarını yoğunlaştırdı. Gözünü Refah’a dikti.

Bugün Filistin halkına yardım etmenin yolu İsrail’i bu ateşkesi kabule zorlamaktan geçer. İşgalciyi ateşkese zorlamak ise yaptırımla mümkündür. Türkiye hem bu günaha ortak olmamak hem de İsrail’i ateşkes koşullarını kabul etmeye mecbur bırakmak için işgal rejimine olabilecek en ağır yaptırımları uygulamalıdır.

Tam da bu sebeple, Türkiye Uluslararası Adalet Divanı’nın verdiği ara karara dayanarak İsrail’e petrol sevkiyatını derhal ve tamamen durdurmalıdır. Ülkemiz, işgal rejiminin katliam makinelerine hayat veren petrolü İsrail’e gönderme utancından kurtarılmalıdır.

Türkiye derhal, Zorlu Holding gibi İsrail’e yatırım yapan yerli şirketleri caydırıcı yaptırımlara tabi tutmalıdır. Yaptırımlar aracılığıyla Türkiye’de kurulmuş olan, Türkiye’deki işçilerin emekleriyle hayat bulan, bu ülkenin kanunlarına tabi olan herhangi bir şirketin İsrail’de yatırım yapması iktisadi açıdan irrasyonel kılınmalıdır. Çünkü bu açgözlü büyük burjuvazinin anlayacağı tek dil yaptırımın ve zorun dilidir. O zaman onlarla bu dilden konuşulmalıdır!

KATİL İSRAİL, İŞBİRLİKÇİ ZORLU!

Direniş Yoldaşları,

Tarihi günlerden geçiyoruz. Hepimiz ağır bir imtihanla muhatabız. Gözlerimizin önünde bir soykırım gerçekleştiriliyor. Yaşanılanları televizyon yayınlarından, sosyal medya paylaşımlarından an be an takip ediyoruz. Filistin halkının feryatları, yardım çağrıları, sitem ve yakınmaları, Allah’a tevekkülleri, kahramanca sabırları, cesaretleri ve fedakarlıkları hanelerimize ulaşıyor. Hepimiz bugün yaptıklarımızla yargılanacağız. Büyüdüklerinde çocuklarımız bize bu soykırım sırasında ne yapmakta olduğumuzu soracak. Allah’ın huzurunda bugün yaptıklarımızdan mesul tutulacağız.

Buradan siyasi iktidarı bir kez daha uyarıyoruz: Katliama, işgale, soykırıma işbirlikçi olmayın. Derhal İsrail’e petrol sevkiyatına son verin. Siyonist katliam makinesinin yakıt tedarikçisi olmaktan vazgeçin. Çocukları, kadınları, masum insanları acımasızca katleden bu çılgın saldırganlığa enerji sağlamayı terk edin. Zorlu Holding başta olmak üzere İsrail’de yatırımı olan yerli şirketlere caydırıcı yaptırımlar uygulayın. Acilen İsrail’le serbest ticaret anlaşmasını sonlandırın. İşgal rejimiyle tüm diplomatik ilişkilerinizi kalıcı olarak kestiğinizi ilan edin. İşgalci rejime istihbarat sağlayan Kürecik Radar Üssü’nü kapatın. İncirlik’teki ABD askerlerini ülkelerine geri gönderin.

Türkiye’deki siyasi iktidar eğer Filistin’den yana olduğunu ilan ediyorsa, eğer İsrail’in nihai amacının Anadolu’yu işgal etmek olduğunu ifade ediyorsa, eğer İsrail’in saldırganlığının dizginlenmesi gerektiğini öne sürüyorsa; yapılması gerekenler bellidir. İsrail; askeri, siyasi, diplomatik, ticari, akademik, sanatsal her alanda amansız ve tavizsiz bir kuşatma altına alınmalıdır.

ANLAŞMALAR BOZULSUN, İLİŞKİLER KESİLSİN!

Sessiz kalan tüm Müslümanlar, küçük büyük demeden hepsi bu soykırıma ortaktır.

Refah işgal altındayken, Gazze işgal altındayken, Filistin işgal altındayken, Mübarek Mescid-i Aksa Kudüs işgal altındayken nerede bu Müslümanlar!

Gazze’de kardeşlerimizin kemikleri kırılırken nerede bu Müslümanlar!

Gazze’de analarımızın bacılarımızın iffetleri kirlenirken nerede bu Müslümanlar!

Çocukların, bebeklerin feryatları kulaklarımızı yüreklerimizi inletirken nerede bu Müslümanlar!

Nasıl rahat uyuyorsunuz ey Müslümanlar!

Evlerinize gittiğinizde gönül rahatlığıyla çocuklarınızı sevebiliyor musunuz!

Ey Erdoğan ve vicdan sahibi olduğunu iddia eden liderler, başlarınızı yastığınıza koyduğunuzda çocukların, kadınların, masumların çığlıkları yankılanmıyor mu kulaklarınızda! Titretmiyor mu bedenlerinizi!

Ey İslam coğrafyasındaki liderler!

En değerli ödülleri alırsınız en alçak kişilerden.

Nerede bayraklarınıza saraylarınıza astığınız kılıçlar silahlar?

Törenlerde gösterdiğiniz tanklar, uçaklar, ordular nerede?

Allah’ım acziyetimizi sana arz ediyor, başımızdaki liderleri sana şikâyet ediyoruz. Sen onlara hak ettikleri muamelede bulunmaya da katından orduların ile kardeşlerimize yardım etmeye de davanda bizi asker kılmaya da muktedirsin. Bize Nusretini gönder ya Rab.

Gazze’de devrimci yiğitler onurlu mücahidler tanklara karşı bedenlerini siper ederler, utancı kabullenmezler, düşmana karşı yumuşamazlar, başlarını öne eğmezler, direnişleri direnişimizdir.

YAŞASIN GAZZE DİRENİŞİMİZ!

YAŞASIN KÜRESEL İNTİFADA!

SİYONİSTLER YENİLECEKLER, DİRENEN FİLİSTİN KAZANACAK!

NEHİRDEN DENİZE ÖZGÜR FİLİSTİN OLANA DEK TEKBİR: ALLAH-U EKBER!

İÇERİĞE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.