1. İÇERİKLER

  2. ANTALYA

  3. ALANYA

  4. Alanya'da İsrail Protestosunda Süreli Değil Kalıcı Ambargo Talebi
Alanya'da İsrail Protestosunda Süreli Değil Kalıcı Ambargo Talebi

Alanya'da İsrail Protestosunda Süreli Değil Kalıcı Ambargo Talebi

Alanya'da "Direniş Çadırı" sivil inisiyatifi: Siyonist şeytanlığa karşı Rafah’ı savunmak; barış, adalet ve vicdandan yana duranların boynunun borcudur. 

A+A-

Alanya'da "Direniş Çadırı" sivil inisiyatifi düzenlediği organizasyonla , Siyonistlerin katliamlarını kınayarak, 

 

60b184a0-569c-4d7b-bafe-546fe0790d09.jpeg

Basın Açıklamasının Tam Metni !

Emperyalizmin ve Siyonizm’in karşısına dikilen kıymetli dostlar,

Filistin halkı tarafından “Nakba” olarak adlandırılan “Büyük Felâket”in üzerinden tam 76 yıl geçti.

Emperyalizmin arkalamasıyla Siyonistlerin tedhiş, terör ve katliamlarla Filistin halkını yurtlarından çıkarıp İsrail denen işgalci varlığı ikame ettikleri dönemden bugüne Filistin’de tehcir, katliam ve gasp bitmediği gibi direniş de bitmedi.

Çok şükür ki devran döndü! Direniş, Siyonistlerin “İkinci Nakba” hayalinin karşısına dikilerek bütün hesapları altüst etti, bütün plânları bozdu!

Biz, bir yandan Birinci Nakba’nın yıl dönümünde Siyonistlere, emperyalistlere olan öfkemizi, kinimizi diri tutmak, Filistin halkının acılarına ortak olmak için meydanlara çıkarken diğer yandan “İkinci Nakba”ya geçit vermeyen Direniş’in yanında saf tutmak, Siyonizm’e ve emperyalizme olan düşmanlığımızı tazelemek için yan yana, omuz omuza hizalandık!  

Kardeşler, Bütün bir dünya, eşi benzerine pek rastlanmayan tarihi anlara tanıklık ediyor.

Çok küçük bir kara parçasına, egemen dünya düzeninin tüm bileşenlerini de arkasına alarak en ağır saldırılarda bulunan Siyonist İsrail’e karşı Filistin halkı eşsiz2q bir direniş sergiliyor.

“İkinci” Nakba niyetine fedâkârâne bir gayretle karşı koyan Filistin halkı, emperyalist merkezler ve Siyonist rejim tarafından soykırımla terbiye edilmek isteniyor.

Kendisiyle iftihar ettiğimiz şehidimiz Hasan Saklanan kardeşimizin de dâhil olduğu yiğitler topluluğu, işte böylesi bir dönemde insanlığın ufuklarına yeni bir anlayışın, idealin resmini çizmiştir.  

Bu resme, bu ideale düşmanlık eden şer cephesi, İkinci Nakba için doğrudan ve dolaylı gayretlerle Siyonistlere elinden gelen desteği vermektedir.

Halklarının, kampüsleri dolduran üniversite öğrencilerinin barış ve adaletten, Siyonist katliam ve işgale karşı Filistin halkından yana duran iradelerinin hilâfına İsrail’i koruyup kollayan başta Büyük Şeytan Amerika olmak üzere Batı,insanlık için yüz karası olmuş; allayıp pulladığı ideal ve tasavvurları çöküp çürümüştür. 

Yeryüzünün pek çok merkezinde ayağa kalkan vicdanları, kampüsleri direniş alanlarına çeviren öğrenci kardeşlerimizi selamlıyoruz. İradeleri irademizdir, ortaklaşmasından onur duyduğumuz iradelerimiz Allah’ın izniyle Direniş’in iradesiyle bütünleşmeye ahdetmiştir! 

Direnişin yoldaşları!

Gazze direnişinin insanlığa bir kez daha yol göstermek için yükseltip armağan ettiği “Küresel İntifada” çağrısına karşı küresel şeytani düzenin hamlelerini kendi coğrafyamızdan yola çıkarak boşa düşürmekle yükümlüyüz.

Şehit Hasan Saklanan kardeşimizin Siyonistlerin “İkinci Nakba” niyetine canını ortaya koyarak set çekme azmi, bir fedâ meşalesi olarak yolumuzu aydınlatmalıdır. 

Aynı azim ve kararlılık, 1 buçuk milyon Filistinlinin sığındığı Rafah’ın müdafaasında omuzlarımıza yüklenen sorumlulukların ifası için şarttır.

“İkinci Nakba”ya azmeden Siyonist şeytanlığa karşı Rafah’ı savunmak; barış, adalet ve vicdandan yana duranların boynunun borcudur. 

Biliyoruz ki Rafah’ı savunmak bütün Gazze’yi savunmaktan geçer.

Biliyoruz ki Gazze’yi savunmak bütün Filistin’i savunmaktan geçer.

Biliyoruz ki Filistin’i savunmak bütün Ortadoğu’yu savunmaktan geçer.

Yine biliyoruz ki Ortadoğu’yu savunmak bütün mazlum ve mustazaf coğrafyaları, bütün ezilenleri, yoksulları, hürriyetten mahrum bırakılanları savunmaktan geçer.

Gazze Direnişinin yılmaz neferleri!

Rafah’a saldırma, yeni katliamlarda bulunma cüretinde bulunan Siyonist düşmana karşı nerede, hangi pozisyonda mevzilenmemiz gerektiği açıktır.  

Bu mevzilenişin bir ucunda Kudüs şehidimiz Hasan Saklanan kardeşimizin örnekliği yer almaktadır.

Bu mevzilenişin diğer ucunda ise Siyonistleri besleyen damarları kurutma mücadelemiz vardır.

Aylardır meydanlardayız.

Başka pek çok grup ve çevre ile birlikte AKP iktidarına “İsrail’le Ticaret, Filistin’e İhanet” ve İhanetten Vazgeç, Ticareti Kes!” diye seslendik.

Çağrılarımız duymazdan gelindi. Pek çok Filistin dostu, bu çağrıyı yükselttiği için gözaltına alındı, tutuklandı. Bu vesileyle bu cesur ve yürekli kardeşlerimize, Direniş adına minnet duygularımızı sunuyoruz.

İktidar ve yandaşları tarafından uzun süre yok sayılan hakikatler, yükselttiğimiz basınçla en nihayetinde önce kısıtlama sonra tümden bütün ticari faaliyetlerin durdurulması kararı ile şeklen de olsa kabul edildi. 

Böylece aylardır sloganlarımıza taşıdığımız “9 Milyar Dolarlık Ticaret Kesilsin!” talebimizdeki hakikat bizzat cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ikrar edilmiş oldu.

Bu kararın ancak on binlerce kardeşimizin katledilmesinden ve Gazze’deki benzersiz yıkımdan sonra alınmasına olan öfkemizi ve bundan dolayı iktidardan hesap sorma hakkımızı mahfuz tutarak konuşuyoruz:

İşkilliyiz, burnumuza pis kokular geliyor!

Farklı yol ve yöntemlerle ticaretin sürdüğü haberlerini alıyoruz. Takipteyiz. Yarım kalan siparişler için üç aylık izinlerden bahsediliyor! Durdurulan ticaretin yeniden başlaması için “Gazze’ye insani yardım koridorunun açılması” gibi kırılgan bir şartın ileri sürüldüğünü görüyoruz. 

Bu sözüm ona insani yardım koridorunun, ABD’nin Gazze’ye yapacağı liman marifetiyle işletileceği iddialarıyla birlikte değerlendirdiğimizde yeni ve bambaşka işgal usullerinin hayata geçirilme tehlikesini barındırdığını da yeri gelmişken peşinen ifade edelim.   

Kazakistan ve Azerbaycan petrollerinin Siyonist savaş makinesine Bakü-Ceyhan boru hattı üzerinden akmaya devam ettiğini, bunun “ticareti durdurma” kararının dışında bırakıldığını da biliyoruz.

Bütün bu gerçekler, halkımızın meydanlarda bıkıp usanmadan haykırdığı “İhanetten Vazgeç, Ticareti Kes!” feryatlarını, taleplerini savuşturmak, geçiştirmek için icra edilen bir samimiyetsizlik tablosunun güçlü işaret ve belgeleri olarak önümüzde durmaktadır.

Kıymetli arkadaşlar,

Rafah’ın savunmak için buradan yükselteceğimiz çağrının, sesin, talebin ilki “Süreli Değil Kalıcı Ambargo!” olmalıdır.

Yetersiz ve belirsiz ticaret durdurma kararları ancak Siyonist sermayenin işine gelecektir. İşgal ve katliamda pay sahibi olan işbirlikçi sermaye ile olan hesabımız da elbette bir kenarda durmaktadır. Sanmasınlar ki onları da ticareti durdurma kararı alarak geçmiş hesabın üzerini kapattığını düşünen iktidar gibi unuttuk! Bütün işbirlikçilik ve ihanetlerin hesabını muhakkak soracağız! Kimse kendini rahat hissetmesin! Timsah gözyaşlarına prim vermeyeceğiz!

Rafah’ı savunmak için yükseltmemiz gereken bir diğer ses mutlak surette İncirlik üssünün ve Kürecik Radarının kapatılması olmalıdır. İncirlik ve Kürecik üsleriyle sembolize ettiğimiz emperyalist üslerin Anadolu’dan sökülmesi hedefimiz, Siyonistlerin kolunu kanadını kıracak tarihi bir adım olacaktır. Uzun soluklu anti-emperyalist ve anti-Siyonist mücadelemiz, bu hedefin her dâim odağa alınmasını sağlamalıdır.

Rafah’ı savunmak için atacağımız bir diğer somut ise adım Kazakistan ve Azerbaycan petrollerinin sevkiyatını yapan Bakü-Ceyhan boru hattının vanalarını kapattırmak olmalıdır. Siyonist katliam mekanizmasını önemli ölçüde sarsacak bu adım için irade ve bilinçler, şehit Hasan Saklanan azmiyle bilenmelidir.  

Mazlumların yârenleri!

“Nakba” nın üzerinden 76 yıl geçti. İşte o 76 yılın her bir günü başka bir sürgün ve katliama tanıklık ederken bir yandan da Direniş’in serpilip büyümesine, intifadanın mayalanmasına tanıklık etti.

Kudüs’te, Ramallah’ta, Gazze’de, Filistin’in her bir noktasında taş atan minik yüreklerde boy veren direniş, sadece kendini özgürleştirecek bir mücadele olmadı; bütün bir yeryüzünde işgale uğramış, özgürlükleri gasp edilmiş halkların, bütün ezilenlerin kurtuluş nefesine dönüştü.

Bugün de mucizevî bir şekilde küresel bir vicdan devrimi vâr eden İntifada, anlamsızlık batağında çırpınan insanlık için hakiki bir kurtuluş meşalesine dönüştü. 

Biz de şehidimiz Hasan Saklanan gibi bu hat üzere ayakları sabit duranlardan olmaya ahdettik!

“Birinci Nakba”nın yaralarını sarıp geri dönüş umudunu büyüteceğiz.

Evet, Filistin halkı geri dönecek. Buna inancımız tamdır. Ellerinde anahtarları, gözlerinde özgürlük parıltılarıyla; Siyonizm’i ve emperyalizmi mağlup etmenin haklı gururuyla Filistin’i şenlendirecek!

“İkinci Nakba”ya geçit vermeyen iradeyi hep birlikte tahkim edeceğiz.

Yaşadığımız her bir coğrafyadaki Siyonist katliam ve yıkım rejiminin yanında duran işbirlikçilik ve ihanet kıskacını parçalayacağız!

Yaşasın Küresel İntifada!

Yaşasın Gazze Direnişimiz!

Yaşasın Rafah Direnişimiz!

Nakba Bitecek, Filistin Halkı Geri Dönecek!

Selam Olsun Kudüs Şehidimiz Hasan Saklanan Kardeşimize!

a4cc3f69-cf92-4f5b-ad63-9f027781e1d4.jpega7259988-f40a-4307-9d2f-aead144d481b.jpeg

İÇERİĞE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.