ALKÜ’lü Bilim İnsanı Parkinson’un İzini Oxford’da Sürdü

Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Tıp Fakültesi öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Dilara Nemutlu Samur, Parkinson hastalığının erken evresine dair heyecan verici bir araştırma için Oxford Üniversitesi’ne bağlı Radcliffe Tıp Bölümü’nü ziyaret etti.

Nisan ve Mayıs aylarında gerçekleşen bu akademik ziyaret kapsamında, Samur, dünyaca tanınan “Mikroakışkan Nörolojik Modeller” araştırma grubuyla birlikte öncü deneylere imza attı.

Oxford’daki araştırma grubu, sinir sistemi hastalıklarını laboratuvar ortamında taklit edebilen mikroçip sistemleriyle çalışıyor.

Dr. Samur, bu sistemler sayesinde bağırsak ve beyin hücrelerini tek bir çipte buluşturan özel bir modelin ilk pilot deneylerini gerçekleştirdi.

Bu sistemle Parkinson hastalığının başlangıç mekanizmalarının daha iyi anlaşılması ve erken tanı için biyolojik işaretçilerin belirlenmesi hedefleniyor.

Parkinson Beyinde Değil, Bağırsakta mı Başlıyor?

Dr. Samur, Parkinson hastalığının sadece beyinde başlayan bir hastalık olmadığını vurguluyor.

Son yıllardaki bilimsel bulgular, hastalığın ilk belirtilerinin bağırsakta başladığını ve yıllar içinde sinir yolları aracılığıyla beyine ulaştığını gösteriyor.

Samur, “Bağırsak-beyin aksı” denilen bu bağlantının, hem tanı hem de tedavi açısından devrim niteliğinde bir bakış açısı sunduğunu belirtiyor.

“Parkinson’un motor semptomları ortaya çıkmadan 10-15 yıl önce sindirim sorunları gibi işaretler veriyor olabilir.

Bu da bize çok daha erken dönemde teşhis ve tedavi fırsatı sunabilir,” diyen Samur, elde ettikleri sonuçların hem tanı teknolojileri hem de ilaç geliştirme alanında yol gösterici olabileceğini ifade etti.

Dr. Nemutlu Samur ayrıca, Oxford’da yürütülen bu nitelikli bilimsel çalışmaların benzerlerini ALKÜ bünyesindeki laboratuvarlarda da hayata geçirmeyi hedefliyor.

Böylece Türkiye’de de bağırsak-beyin ilişkisine dair ileri düzey araştırmaların önü açılabilecek.

Ziyaret, ALKÜ adına yalnızca bilimsel bir adım değil, aynı zamanda uluslararası akademik iş birliğinin güçlendirilmesi açısından da stratejik bir gelişme olarak değerlendiriliyor.