2022 yılında dünya genelinde yaklaşık 19 milyon 976 bin yeni kanser vakası tespit edilmiştir. Bu rakam, kanserin küresel nüfus üzerindeki etkisini vurgulamaktadır.

Genç yetişkinler arasında kanserin artış göstermesi endişe vericidir. Geleneksel olarak yaşlı bireylerde daha yaygın olarak görülen bir hastalık olarak bilinen kanser, genç nüfus arasında da ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Genç yaşta kanser teşhisi konan bireylerin sayısındaki artış, sağlık uzmanlarını ve araştırmacıları bu konuda derinlemesine bir araştırma ve farkındalık çalışmaları yapmaya teşvik etmektedir.

Kanserin genç yetişkinler arasında artmasının pek çok sebebi olabilir. Bunlar arasında çevresel faktörler, yaşam tarzı değişiklikleri, obezite, sigara kullanımı, sağlıksız beslenme alışkanlıkları, genetik yatkınlık ve çeşitli viral enfeksiyonlar gibi etkenler sayılabilir. Ancak, kesin nedenlerin belirlenmesi ve bu eğilimin tersine çevrilmesi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Kanser, dünya genelinde her yıl yaklaşık 10 milyon insanın hayatını kaybetmesine neden olmaktadır. Bu, kanserin sadece bireyler için değil, aynı zamanda aileleri, toplumları ve ekonomileri de etkileyen büyük bir yıkıcı güce sahip olduğunu göstermektedir. Kanser, ekonomik yükünün yanı sıra, insanların yaşam kalitesini de ciddi şekilde etkileyen bir hastalıktır.

Kanserle mücadelede erken teşhis, tedavi ve önleme stratejilerinin önemi giderek artmaktadır. Sağlık sistemlerinin ve toplumların kanserle mücadelede daha etkin bir şekilde çalışması, kanserle ilgili farkındalığın artırılması ve erişilebilir sağlık hizmetlerinin sağlanması gerekmektedir. Ayrıca, risk faktörlerinin azaltılması ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarının teşvik edilmesi de kanserle mücadelede önemli bir rol oynamaktadır.

Sonuç olarak, kanser genç yetişkinler arasında hızla artan bir sorun olmaya devam etmektedir. Bu trendin tersine çevrilmesi için uluslararası işbirliği, bilimsel araştırma ve sağlık politikalarındaki yeniliklerin önemi büyüktür. Kanserle mücadelede kararlılıkla hareket edilmesi, milyonlarca insanın hayatını kurtarabilir ve küresel sağlık açısından önemli bir ilerleme sağlayabilir.

Türkiye'de 2022 yılında kanser teşhisi konulan insan sayısının 240 bin olduğu, bunun yanında 679 binden fazla kişinin ise kanser tanısıyla hayatını sürdürdüğü bilinmektedir. Günümüzde kanserin görülme sıklığının arttığı ve 2030 yılına kadar dünya genelinde 26 milyon kişiyi etkileyeceği öngörülmektedir. Bu artışın temel nedenleri arasında nüfus artışı ve yaşam süresinin uzaması gösterilmektedir. Özellikle genç yaş grubunda kanser vakalarının artması dikkat çekicidir. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Er, 50 yaş altında kanserin görülme oranının son yıllarda yüzde 80 arttığını belirtmektedir.

Kanserin genç yaş grubunda yaygınlaşmasında etkili faktörler arasında hatalı beslenme alışkanlıkları, obezite, sigara ve alkol kullanımı gibi risk faktörlerinin bulunduğu vurgulanmaktadır. Özellikle hatalı yaşam tarzının ve çevresel risk faktörlerine erken yaşta maruz kalmanın genç erişkinlerde kanser riskini artırdığına dikkat çekilmektedir.

Son 30 yılda genç yetişkinlerde kanserin görülme oranında yüzde 80 artış yaşandığı belirtilmektedir. Geniz ve prostat kanseri gibi bazı kanser türlerinin genç yaş grubunda hızla arttığı, ölüm oranlarında ise böbrek ve yumurtalık kanserlerinde hızlı bir artış olduğu ifade edilmektedir. 50 yaş altında görülen kanserlerin 2030 yılına kadar yüzde 31 oranında artması beklenmektedir.

Günümüzde kanserin erken teşhisinde düzenli tarama programlarının önemi vurgulanmaktadır. Kolon ve rahim ağzı kanseri gibi bazı kanser türlerinin tarama programlarıyla henüz kanser gelişmeden tespit edilebildiği belirtilmektedir. Bu nedenle, tarama programlarının düzenli olarak yapılmasının yaşamsal öneme sahip olduğu vurgulanmaktadır.

Tıp alanındaki gelişmeler sayesinde kanserin tedavi edilebilir bir hastalık olduğu ifade edilmektedir. Hassas onkoloji yaklaşımının, hastanın genetik yapısının ve moleküler özelliklerinin incelenmesiyle kişiselleştirilmiş tedavilerin belirlenmesinde önemli bir rol oynadığı belirtilmektedir. Meme, bağırsak ve böbrek kanseri gibi pek çok kanser türünde hedefe yönelik tedavilerin başarılı sonuçlar verdiği ifade edilmektedir. İmmünoterapi gibi yöntemlerin kanser tedavisinde ön plana çıktığı ve kemoterapi ilaçlarının yan etkilerinin azaltılması için uygun destek tedavilerinin geliştirildiği belirtilmektedir.

Kanserden korunmak için yaşam alışkanlıklarında yapılacak düzenlemelerin önemli olduğu vurgulanmaktadır. Sigara ve alkol kullanımından uzak durmanın, sebze ve meyve tüketmenin, düzenli egzersiz yapmanın, ideal kiloyu korumanın, işlenmiş yiyeceklerden kaçınmanın, gazlı içecekler tüketmemenin ve güneşe maruziyeti süresini sınırlamanın kanser riskini azaltabileceği belirtilmektedir.