Hayatı Anlamlandırma Süreci 
 

Hepimiz insanız dünyaya geldiğimizde anne karnındaki dünyamızı terk ettiğimiz için ağlarız ama bir yandan da etrafımızdaki olan biteni anlamaya çalışır annemizin ve ailemizin desteği ile büyümeye devam ederiz. Bu şekilde her insan kendini ve içine doğduğu toplumu anlama sürecinden geçer. Bu süreç farkındalık dediğimiz anlamlandırma mücadelesini getirir.

 Kendimizi tanımakla başlayan bu süreç bu hayatı niçin yaşadığımız ile ilgili temel soruları sormamızı beraberinde getirir. Bu sorulara doğru cevaplar vermek için Allah bize,akıl,kulak,göz ve kalp vermiştir. 

Hayat anlamlandırmaya çalıştığımız bu süreçte fıtrat gereği bize verilen değişmeyen özelliklere sahibiz. Bunların başında cinsiyetimiz doğum tarihimiz doğduğumuz ailemiz milletimiz dilimiz ırkımız değişmez. Bunlar bizim tercihimizle bize verilmedi Rabb'imizin takdiri böyle oldu. Bunların iyisi kötüsü söz konusu değil ve biz bunlardan sorumlu da değiliz. Cinsiyetimiz, milletimiz, rengimiz,coğrafyamız, bizim için üstünlük sebebi değildir. Allah katında üstünlük Allah'a yakınlıkla, takva ile ilgili bir durumdur. Sahip olduğumuz bu özellikler sadece bizi tanımlamaya yarar.
Bizi biz yapan isteyerek aldığımız kararlar ve davranışlarımızdır. Bilinçli tercihlerimize bağlı olarak gelişen kimliğimizin bir parçası olan karakterimiz ve şahsiyetimizdir.

Hayatımızda önümüze birçok pencere açılır ve fırsatlar verilir. Önümüze çıkan her sahnede nasıl bir rol aldığımız önemlidir. Bizler doğrudan yana mı yanlıştan yana mı iyiden ya da kötüden ,güzelden ya da çirkinden yana mı adaletten veya zulümden yana mı tavır alıyoruz. Bizler iredenimizi kullanarak nasıl bir tercih yapıyoruz ve buna bağlı olarak nasıl bir davranış veya bir amel ortaya koyuyoruz ya da bir eylemde bulunuyoruz.Bizim hayatımız bunlarla bir anlam ve değer kazanır. İşte bu dünya bir rol alma mekanıdır Allah bizi bu dünyada aldığımız rollerle imtihan etmektedir Bu mekanda zalimden yanamıyız? Mazlumun yanında mıyız? Duruşumuz nedir? bu bizim sınavımız olacaktır.Bugün dünyanın gözü önünde cereyan eden zalimlerin saf tutarak bir avuç Gazze'liye reva gördüğü insanlık onuruna yakışmayan zulüm ve soykırım saflarımızı netleştirmek için insanlara sunulmuş bir fırsattır.İnsanlıkla ya hep birlikte zulme karşı çıkıp iyilerin safında olacağız ya da sağır ve dilsiz kesilip zalimleri seyredip imtihanı kaybedenlerden olacağız. Vicdan sahibi batılılar hükümetlerinin tavrını eleştirip gereğini yapamamaktan dolayı makamlarından istifa ederken bizlerin hali işler acısı bir durumu ortaya koymaktadır. Bir boykot'u bile beceremeyen ve Müslüman olduğunu iddia eden bizler nasıl bir İslam'a inandığımızı yeniden sorgulamak durumundayız.
Bu hayatta tercihlerimizi yaparken kendisine karşı sorumluluk duyduğumuz yüce Allah'tır tercihlerimizle sınanıyoruz. Var edici Kudret Allah'ındır.Hayatın ve her şeyin yaratıcısı olan tek İlah O'dur hayatı gereği gibi anlamlandırırsak yüce Kudret bizi sevgi ve saygıyla Allah'a bağlanmaya yöneltir.
Allah imtihanımızı kolay kılsın.

Hasan İlhan / Alanya